İsrail, Gazze Şeridi'nde yürüttüğü operasyonlarla yeni bir askeri strateji uygulamaya koymuş durumda. Son haftalarda hız kazanan askeri harekatlar, Gazze'nin kuzey ve güney kısımlarını birbirinden ayırmak amacıyla oluşturulan askeri koridorların genişletilmesiyle dikkat çekiyor. Bu askeri koridorlar, bölgedeki direniş gruplarını etkisiz hale getirme amacıyla ilan edilse de uluslararası gözlemciler ve Filistinli yetkililer, bu stratejinin aslında Gazze'yi tamamen bölerek kalıcı bir işgal altyapısı oluşturmayı hedeflediğini belirtiyor.
İsrail ordusu, bu koridorların güvenliği sağlamak ve Hamas'ın hareket kabiliyetini kısıtlamak amacıyla oluşturulduğunu savunuyor. Ancak, bölgedeki insani yardım kuruluşları ve Filistin yönetimi, bu koridorların Gazze halkının yaşam alanlarını daraltarak hareket özgürlüklerini kısıtladığını ve temel ihtiyaçlara erişimi daha da zorlaştırdığını ifade ediyor. Askeri koridorlarla Gazze'nin kuzey ve güney arasında bağlantısı neredeyse tamamen kesilmiş durumda. Bu durum, Gazze'deki insani krizi daha da derinleştirirken, İsrail’in bu politikaları kalıcı işgali hedeflediği yönünde yorumlanıyor.
Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlar da bu gelişmeler karşısında endişelerini dile getirdi. BM yetkilileri, Gazze’de insani yardım malzemelerinin geçişinin engellenmesi ve halkın hareket özgürlüğünün kısıtlanmasının ciddi bir insan hakları ihlali olduğunu belirtti. Gazze'nin ekonomik ve sosyal yapısı bu koridorlarla bölünürken, sivillerin güvenliği ve günlük yaşamları büyük ölçüde tehlikeye girmiş durumda. Gazze'nin kuzey ve güneyini birbirine bağlayan ana geçiş noktalarının kapatılması, özellikle hastaların tıbbi hizmetlere erişimini ve temel ihtiyaçların karşılanmasını neredeyse imkansız hale getiriyor.
İsrail’in oluşturduğu bu askeri koridorlar, aynı zamanda bölgedeki direnişin lojistik ve stratejik hareket kabiliyetini kısıtlamayı amaçlıyor. Askeri uzmanlar, bu hamlelerin Gazze'deki direnişi kırmak için yapılan stratejik bir adım olduğunu, ancak uzun vadede Filistin halkı üzerinde kalıcı etkiler bırakabileceğini belirtiyor. Gazze'deki sivillerin bu durumdan en çok etkilenen kesim olduğunu belirten uzmanlar, İsrail’in bu politikalarının uluslararası hukuka aykırı olduğunu savunuyor.
Filistinli yetkililer ise İsrail’in askeri koridorları kullanarak Gazze’yi bölme çabalarının asıl amacının, Gazze’yi küçük ve birbirinden izole parçalara ayırarak yönetilemez hale getirmek olduğunu söylüyor. Bu stratejinin, Gazze'nin direniş gücünü kırmayı ve Filistinlilerin kendi topraklarında bağımsız yaşama umutlarını tamamen yok etmeyi hedeflediği ifade ediliyor. Bu koşullar altında, uluslararası toplumun ve barış yanlısı kuruluşların, Gazze’deki duruma acil müdahalede bulunması gerektiği vurgulanıyor.
Gazze'deki insani durumun her geçen gün daha da kötüleştiği bu dönemde, bölgeye yönelik askeri operasyonların ve koridorların artırılması, barış umutlarını da zayıflatıyor. Uluslararası aktörlerin ve sivil toplum kuruluşlarının, Gazze'de yaşanan bu gelişmeleri yakından takip ederek çözüm önerileri sunmaları ve İsrail'in Gazze'yi bölme girişimlerine karşı seslerini yükseltmeleri gerektiği belirtiliyor. Gazze'deki krizin çözümü için diyalog ve uzlaşının tek çıkar yol olduğu konusunda ise geniş bir uzlaşı bulunuyor.