Kim olduğumuz sorusu, insanlık tarihi boyunca düşünürken ve sorgularken en çok muhatap olduğumuz konulardan biri olmuştur. Yaşadığımız çağ, özellikle sosyal medyanın etkisiyle, bireyselliğimiz üzerinde büyük bir baskı oluşturarak, gerçek kimliğimizi keşfetme sürecini karmaşık bir hale getiriyor. Bu karmaşa, bir psikolojik tuzak yaratırken, birçok insanın kimliğini sorgulamasına neden olmakta. Peki, gerçek kimliğimiz nedir ve bunu bulma yolculuğunda karşımıza çıkan tuzaklar nelerdir? Bu yazımızda bu sorulara mercek tutacağız.
Kimlik arayışı, bireylerin kendilerini tanıma çabasıdır. Kimi zaman bu süreçte kendi içsel duygularımıza, düşüncelerimize odaklanmak yerine, dışarıdan gelen baskılara daha fazla eğilim gösteriyoruz. Sosyal medya platformları, diğer insanların yaşamlarını gözlemleyerek kendimizi değerlendirmemize neden olurken, bu durum kendimizle ilgili gerçekçi bir algı geliştirmemizi zorlaştırıyor. Kimi zaman anlık paylaşımlara ve başkalarının beğenilerine takıldığımızda, kendi öz değerimizi yeterince sorgulayamayız. Bu psikolojik durum, bizleri kim olduğumuzdan çok, nasıl görünmek istediğimiz üzerine düşündürmeye yönlendiriyor.
Günümüzde, toplumsal normlar ve beklentiler, bireylerin kendi kimliklerini bulmaları üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir. Bu durum, bazıları için cazip olabilecek bir dış görüntü yaratmak adına içsel öz ihtiyaçlardan uzaklaşmaya neden olabilir. Örneğin, sosyal medya üzerinden bir influencer olarak tanınmak, birçok gencin hayali haline gelmiştir. Ancak, bu tür bir hayalin peşinden koşarken, gerçek benliğimizden uzaklaşmak, içsel bir boşluk ve belirsizlik hissi yaratır. Bu sebeple, kimliğimizi bulma sürecinde kendimize karşı dürüst olmalıyız. Aksi takdirde, yalanlarla dolu bir kimlik oluşturmanın sonuçlarıyla yüzleşmek kaçınılmaz olacaktır.
Toplumun sunduğu alternatif hayat tarzları, bireylerin kendi içlerinde keşfedilmeyi bekleyen gerçeklikleri baskılama potansiyeline sahiptir. Her birey, kendisi hakkında bir hikaye yazma arayışında olduğu için, bu süreçte yaşanan çatışmalar kaçınılmazdır. Gerçek kimliğimizi bulmak ve bu değerleri korumak, birey olmanın en önemli parçasıdır. Ancak, kendimizi bulurken ve anlamlandırırken, toplumsal dışavurumlar ve beklentilere karşı direnç göstermemiz gerektiği unutulmamalıdır. Yalnızca kendi içsel ihtiyaçlarımıza odaklanarak, dış dünyanın etkilerinden sıyrılarak, gerçek benliğimize ulaşma yolculuğumuzu destekleyebiliriz.
Sonuç olarak, içinde bulunduğumuz toplumsal yapı ve yaşadığımız çevre, kim kimliğimiz üzerine etkili olsa da, gerçek benliğimizi bulmak tamamen bize bağlıdır. Kendi içsel motivasyonlarımıza ve duygularımıza dikkat ettiğimizde, dışsal etkilerin kimliğimiz üzerindeki etkisini minimize etme şansına sahip olabiliriz. Unutulmamalıdır ki, kimliğimiz bir yolculuktur ve bu yolculuk esnasında karşılaştığımız her tuzak, gelişimimizin bir parçasıdır. Kendi öz benliğimizi anlamak ve kabul etmek, sadece bireysel değil, toplumsal bir bütünlük için de hayati önem taşır. Bu nedenle, gerçek kimliğimizi keşfetme sürecinde duygu ve düşüncelerimizi sorgulamak, içsel bir özgürleşmenin kapılarını aralayacaktır.