Yangın felaketleri, insanların hayatlarında derin izler bırakır. Ancak bazı olaylar, yaşananları anlatanların akıllarında silinmez birer kâbus haline gelir. İşte bu yazımızda, alevlerin ortasında kalarak ölümden dönen bir bireyin yaşadığı dehşet dolu anları ve aktardığı korkutucu deneyimlerini sizlere sunacağız. Geçtiğimiz günlerde meydana gelen bu talihsiz olay, sadece kurbanı değil, olaya tanıklık eden herkesi derinden etkiledi.
Yangın sırasında yaşayan acılar ve anlık korkular, insanların hayatında unutulmaz anlar oluşturur. Birçok kişi, hayatının en zor anını yaşarken, yaşadığı travmanın izlerini uzun süre taşıyabilir. Yangına maruz kalan Selim, yaşadığı dehşet anlarını “Etim eriyormuş gibi yandığımı hissettim” şeklinde tarif ediyor. Selim’in yaşadığı olayda, alevler bir anda etrafını sardı ve hayatıyla, bedenine sahip çıkma mücadelesine girmeye zorladı. Yangın anında, ölüm korkusu ile karşı karşıya kalması, Selim’in ifadesine göre “hayatı boyunca unutamayacağı bir deneyim” haline geldi.
Selim, o anları anlatırken, “Yanan her şeyin kokusu burnuma kadar geldi. O an sadece kurtulmayı düşündüm. Bir an için etimin eriyip gittiğini hissettim. Yangın o kadar hızlı yayıldı ki, ne olduğunu anlayamadım” ifadelerini kullanıyor. Alevlerin içindeki bu mücadele, yaşadığı travmanın yalnızca bir parçasıydı. Yangın, Selim’in sadece bedensel sağlığını değil, ruhsal durumunu da etkiledi.
Yanıklar sebebiyle hastaneye kaldırılan Selim, tedavi sürecinde yaşadığı duygusal zorlukları da dile getirdi. Yangın sonrası kabus gördüğünü, alevlerin her seferinde peşini bırakmadığını belirten Selim: “Her gece yangın anını tekrar tekrar görüyorum. Uyandığımda hâlâ alevlerin sıcaklığını hissediyorum” diyor. Yangını gören tanıklar da aniden yükselen alevlerin ve dumanların korkunç manzarasını akıllarından çıkaramadıklarını ifade ettiler. Selim'in yaşadığı bu kâbus, sadece kendisi için değil, etrafındaki insanlar için de derin izler bıraktı.
Sonuç olarak, bu tür trajik olaylar, sadece anlık hayatları değil, sonrasında yaşanan ruhsal travmaları da etkilemektedir. Yangın sonrası Selim’in yaşamı değişti; tedavi süreci, burnunda ve bedeninde bıraktığı izlerle dolu anılarla geçiyor. Yangın herhangi bir yerden çıkabileceği için, herkesin yangın güvenliği hakkında bilgi sahibi olması ve gerektiğinde önlemler alması hayati önem taşıyor. Selim, yaşadığı dehşet dolu anları unutmadan topluma bir mesaj vermek istiyor; “Yangınların izlerini taşımak zor, ama gelecekte bu olayların yaşanmaması için herkesin elinden geleni yapması gerekiyor.”
Selim’in hikayesi, yangınların sadece fiziksel hasarlara değil, ruhsal yaralara da neden olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Yangın güvenliği önlemlerinin alınması, bu tür trajedilerin önüne geçebilmek adına kritik bir adım olmalıdır. Herkesin yangın güvenliği konusunda bilinçlenmesi, bu tür acıların bir daha yaşanmaması için büyük önem taşıyor. Selim gibi birçok insan, geçmişte yaşadığı bu deneyimlerin ışığında, gelecekte daha güvenli bir yaşam umudunu taşıyor.
Yangınların getirdiği dehşet ve travmalar, yalnızca bireysel bir mesele değil, tüm toplumun dikkat etmesi gereken bir konudur. Yangın güvenliği bilincinin arttırılması, bu tür talihsiz olayların önüne geçmek adına atılacak en önemli adım olmaya devam ediyor.